Ders Detayı

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Sevgili Gülşen merhaba Sorunun cevabı senin belirttiğin gibi olacaktı. Teşekkür olması sehven yapılmıştır. Teşekkür kısımları genellikle bir kurumdan destek alındığında veya çalışmada ismi olmayan ama size çalışmayı yapma sürecinde destek olan kişi/kurumlara yer verilebilmektedir. Dünyada ve ülkemize çok sık rastlayamayız. Son zamanlarda bazı makalelerde de özet kısmının da olmadığına denk gelmeye başladım. Elbette bu başlıklar yaygın olan çalışmalara göre belirlendiğinden daha sonraki zamanlarda değişip değişmeyeceğini de bilmemiz mümkün değildir. Genel başlıklar şunlardır: Özet-Giriş-Yöntem-Bulgular-Tartışma-Sonuç-Öneriler-Kaynaklar. Birçok makalede Tartışma-Sonuç-Öneriler standart değil. Bazılarında sadece Tartışma ve Sonuç bazılarında sadece Sonuç ve Önerler başlıklarına rastlayabilirsiniz. Umarım açıklamalar yardımcı olmuştur. İyi çalışmalar dilerim. Sağlıcakla kalın.

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Sevgili Mustafa merhaba Bu güzel dönütün için ben de sana çok teşekkür ederim. Yaptığım işin bu şekilde olumlu karşılığını görmek beni çok mutlu etti. Sorduğun konuda benim bir yetkim olmadığından yardımcı olamıyorum ama bu sorunu Canlı Chat kısmına yazarsan teknik ekip hemen çözüm bulabiliyor. İyi çalışmalar dilerim. Sağlıcakla kal...

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Sevgili Kübra merhaba, Güzel ve motive edici yorumların için teşekkür ederim. Bilimsel araştırmaların bir ucundan başlamışsın, içine girdikçe ve derinleştikçe daha çok seveceksin. Çalışmalarında kolaylıklar dilerim, sağlıcakla kal.

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Ahmet İhsan bey merhaba. Yabancı bir dilde geliştirilmiş bir ölçeğin Türkçe' ye uyarlanması sıklıkla yapılan işlemler arasındadır. Bunun için ilk olarak yazar/yazarlardan izin almanız gerekir. Daha sonra yeterli sayıdaki ve uygun örneklemden veriler toplayarak geçerlik (yapı (doğrulayıcı-açımlayıcı), kapsam, kültürlerarası, ölçüt vb.) ve güvenirlik özelliklerine bakmanız lazım. Bu işlemlerden yeterli sonuçları alırsanız elbette Türkiye'de kullanabilir ve ülkemize bir ölçek kazandırmış olursunuz. İngilizce için geliştirilmiş bir ölçeğin Almanca olarak kullanılmasında ise ilk olarak ölçeği geliştiren kişilerin görmüşlerinin alınması gerekir. Geliştirenlerin bu konudaki görüşleri aslolandır. Ayrıca eğer İngilizce için geliştirilmiş bir ölçekte İngilizceye has ifadeler ağırlıktaysa, bir diğer ifadeyle Almanca ile ilgi kurmak zor ise kullanılması uygun olmaz. Bu bilgiler umarım sorularınızın karşılığı olmuştur. Konu ile açık olmayan bir durum varsa ve bildirirseniz cevap vermeye çalışırım. İyi günler dilerim...

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Sevgili Beyza merhaba, Çok güzel bir yerden yakalamışsın. Tebrik ederim. Burada kast edilen durumun metodoloji ile ilgisi oluğunu belirtmek gerekiyor. Genel anlamda iki metodoloji olduğunu biliyorsun: Nitel ve nicel. Benim bahsettiğim nicel metodolojinin temelleriyle ilgili bir durum. Bu metodoloji, pozitif felsefe üzerine kurulmuş ve en güçlü temsilcileri Viyana Okulu olduğundan materyalist bir bakış açısı üzerine inşa edilmiştir. Bu da bu yöntemin temel yönteminin deneysel yöntem olmasını gerektirmiştir. Bildiğin gibi deneysel yöntemde her olay defalarca ve aynen tekrarlanabilir. Çünkü laboratuvarda bağımlı ve bağımsız değişkenleri istediğin kadar kontrol etme olasılığın vardır. Dolayısı ise nicel metodoloji; somut olmayan, sübjektif, tekrarlanmayan konuları bilimsel olarak kabul etmez. Bu nedenle onlar için tarih, edebiyat, psikoloji, sosyoloji gibi dallar tam anlamıyla bilim özelliği taşımaz. Bu akımın karşısında post pozitivistler bulunur ve onlar da aksini savunurlar. Fakat bilimde özellikle 1800'lü yılların sonuna kadar pozitivistler hakim olduğundan bilimsel yöntemler de bu anlayışa uygun olarak geliştirilmiştir. Benim görüşüme gelince, ben de seninle paralel düşünüyorum. Ne yaparsak yapalım sosyal olaylarda hiç bir olayın aynen tekrarlanma olasılığı yoktur. Eğer bu özellik yok diye kabul edersek hiçbir psikolojik tedavi, sosyal olay önlemler veya kritikler yapılamaz. Tabi nitel metodoloji, nicele göre çok daha yeni ve bilim dünyasında kabul edilmesi de yakın zamanlara dayandığından alt yapısını güçlendirmelidir. Böylece daha iyi çözümler ve teoriler geliştirilebilir. Kısaca genellenebilirlik özelliğinin geliştirilmesi nitel metodolojinin en önemli ihtiyacı olarak karşımıza çıkmaktadır. Kısaca videoda bahsettiğim benim değil, nicel metodolojinin bir özelliğidir. Bu metodolojiler de temellerini felsefeden aldığından onların kurallarına göre yapılandırılmıştır. Umarım sorunun cevabı için açıklamam yeterli gelmiştir. Çalışmalarında kolaylıklar dilerim. Selam ve sevgilerimle...

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Sevgili Burak merhaba, Çok güzel bir konuya değinmişsin, tebrik ederim. Bir araştırmayı yapmadan önce o konuya yönelik ilgili literatürün taranması ve bir birikimin oluşturulması çok önemlidir. Dediğin gibi literatürü okumadan veya bilmeden bir araştırma problemi bulmak sürecimizi epey güçleştirecek ve belki de amacımızı değiştirmek zorunda kalacağız. Bu döngüde bahsedilen durum, bir birikime sahip olan ve alanındaki gelişmelerden haberdar olan bilim insanları için geçerlidir. Yani bir lisans veya yüksek lisans mezunu olan ve bilimsel çalışmalar yapan insanı düşünelim, matematik eğitimi mezunu olsun. Bu arkadaşımız konusuna hakim ve yapılan çalışmalardan haberdar olmak durumundadır. Bir konu üzerinde çalışırken o konudaki hiçbir literatür bilgisine sahip değilse zaten yapacağı çalışma ne kadar basit de olsa başarılı olamaz. Bu nedenle bu döngüde alanında belirli bir noktada olan bilim insanlarının hangi işlemleri yapabileceğine yönelik bir döngüden bahsedilmiştir. Umarım açıklama yeterli olmuştur. İyi çalışmalar dilerim, sağlıcakla kal.

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Sevgili Uğur merhaba Güzel ve detay gerektiren bir soru sormuşsun. Bilimsel çalışmalar tez ve hipotezler üzerine kurulmuştur. Özellikle pozitivist bakış açısı üzerine inşa edilmiş olan bilimsel araştırmalarda aslolan hipotezler kurmak ve bunları test etmektir. Temel bilimler yanında mühendislik, sağlık ve diğer pozitif bilimlerde çalışmalar hipotezler kurularak yapılmaya devam etmektedir. uzun yıllar bilim olup olmadığı tartışılan ve özellikle 1900'lü yılların ilk çeyreğinden sonra bilimsel nitelik taşıdığı kabul edilmeye başlanan sosyal bilimlere yönelik çalışmalarda da hipotezler kurulması beklenmektedir. Fakat süreç içindeki gelişmeler hipotezin yerini araştırma probleminin almasına neden olmuştur. Şu anda ağırlıklı olarak araştırma problemi üzerinde yapılan eğitim çalışmalarının hipotezler kurularak test edilmesi önündeki belki de en büyük engel kontrol edilemeyen değişken sayısının çok fazla olmasıdır. Eğer sosyal bilimlerin alt yapısı güçlenir ve bilinmeyenlerin sayısı azalırsa hipotezlerin test edilmesi aşamasına geçilebilir. Kısa vadede olması ne kadar mümkün olur bilemiyorum ama şu andaki araştırma soruları veya alt problemler şeklindeki sunuşun analiz yapma biçimini değiştirmeyeceği kanaatindeyim. Sadece reddolan veya kabul edilen bir tezin olmayacak, sadece problemine yönelik cevaplarını ifade etmen gerekecek. Umarım bu cevap yeterli gelmiştir. Kafana takılan başka soru da olursa elimden geldiğince cevaplamaya çalışırım. Kolaylıklar dilerim...

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Sevgili İpek merhaba Tüm bilgileri ayeum sistemine yüklediğimden bu bilgiyi ancak sistem yöneticileri ile görüşerek alabilirsin. Video olarak paylaşıldığından ayrıca slayt paylaşımı yapılabilir mii, onu da bilemiyorum. İyi çalışmalar dilerim.

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Sevgili İpek yeniden merhaba Nicel araştırmalar genel itibari ile hipotezler üzerine yapılandırılır. Özellikte temel bilimlerde hipotezler nicel araştırmalarda en önemli aşamalardan biridir. Eğitim çalışmalarında genel olarak araştırma problemi kullanılıyor. Eğer çalışmanı araştırma problemi üzerine inşa ettiysen yeniden hipotez kurmana gerek yok. Kısaca ya hipotez üzerine (doğrusu bu ama genelde eğitim çalışmalarında tercih edilmiyor) ya da araştırma hipotezi üzerine çalışmanı kurabilirsin. Şimdiden çalışmalarında kolaylıklar diliyorum.

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Halil Bey merhaba Öncelikle güzel ve motive edici sözleriniz için teşekkür ederim. Araştırma metodolojisi içerisinde yöntemlerin çok farklı sınıflandırmaları var. Bu durum, kitabın nitel veya nicel bakış açısına göre yazılmasından kaynaklanabildiği gibi aynı metodolojiye sahip yaklaşımlarda da farklılık gösterebilmektedir. Nihayetinde bu bilgi bir literatür bilgisine dayanmak durumunda olduğundan ben de, ülkemizde eğitim bilimlerinde en fazla tercih edilen ve içeriği lisans ve yüksek lisans düzeyi için yeterli olan Şener Hoca ve arkadaşları (künyesi aşağıda) tarafından yapılan sınıflandırmayı baz alarak ifade ettim. Her sınıflandırmanın kendi mantığı içerisinde doğru olduğu yönler olduğundan ve hem lisans hem de yüksek lisans derslerimde de bu kitap odaklı ders işlediğimden sınıflandırma da bana doğru geliyor. Başka bir araştırmacının bakış açısına göre de farklılık gösterebilir. Mutlaka o sınıflandırmanın da mantıklı bir gerekçesi vardır diye düşünüyorum. Çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum. sağlıcakla kalın. Büyüköztürk, Ş., Çakmak, E. K., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş., & Demirel, F. (2017). Bilimsel araştırma yöntemleri. Ankara: Pegem Yayınevi.

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Sevgili Özay merhaba, Güzel ve özel bir soru sormuşsun. Bu soruya verilebilecek cevap, bu dile getirilen çözümün yüzde elli doğru yüzde elli yanlış olduğudur. Doğru çünkü eğer çalışma öncesinde birbirine denk olmayan iki grup seçip çalışmaya başlarsak zaten iç geçerlik ihlali yapmış oluruz ve ulaştığımız sonuçların bir kıymeti olmaz. Örneğin katılımcıları random olarak belirlememiz mümkün olmadığında ve çalışmamız için iki grup seçmemiz gerektiğinde okulda başarıya göre sıralanmış şubelerden başarılı olanı deney veya kontrol grubu seçmişsek zaten öntest sonucunda farklılık çıkacağı da belli iken yanlılığı önceden oluşturmuşuz demektir. Bu şekilde bir deneysel tasarım hatalıdır. Yanlış çünkü genelde deney ve kontrol grupları belirlediğimizde bazı verileri dikkate alarak grupların denk olduğunu varsayarak tasarımımızı oluştururuz. Elbette en ideali hazır gruplar üzerinde değil tüm öğrencilerin birleştirilip hangi öğrencinin hangi grupta olacağına seçkili örnekleme yöntemleriyle karar vermektir. Bu tür atamalar genelde eğitim çalışmalarında çok mümkün olmaz çünkü okullarda zaten hali hazırda şubeler oluşturulmuştur ve araştırmacılar bu gruplar arasından seçimler yaparlar. Bu da çalışmanın tam deneysel değil yarı deneysel olmasına neden olur. Araştırmacı da hazır grupları denk varsayarak (farklı bir test yaparak, önceki sınav sonuçlarına bakarak veya merkezi sınav sonuçlarını inceleyerek vb.) çalışmaya başladığı halde öntest sonuçları arasında manidar farklılık çıkmışsa araştırmacıya kontrol grubunu dikkate alma demek doğru olmaz. Çünkü deneysel çalışmalarda "bu şekilde oldu hadi değiştirelim" deme lüksümüz yoktur. Bir bir sorun mudur?: Evet. Çüzümü var mıdır?: Evet. Nedir peki?: Verileri analiz ederken öntest verilerini covariate edebiliriz. Kovaryans analizleri ile bunu yapmak mümkün. Bir başka ifadeyle ontest verilerinin gruplar için etkisinin ortadan kaldırılması ile (eşitlenmesi) güçlü analiz sonuçlarına ulaşılabilir. ANCOVA veya MANCOVA bu tür istatistiklerdir. Umarım bu cevap, sorunun cevaplanması için yeterli olmuştur. Çalışmalarında kolaylıklar dilerim...

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Sevgili Raziye Nur merhaba AYUEM üzerinden video olarak çektiğimiz için ve tüm hakları devrettiğimiz için sadece bu formatta paylaşım yapılmaktadır. Çalışmalarında kolaylıklar dilerim...

Eğitmenin Cevabı (SÜLEYMAN YAMAN)

Özay Hocam merhaba Öncelikle probleminizi ele alırsak "...görüşleri nelerdir?" nitel bir paradigma içeriyor. Yani bir grubun görüşlerini genellikle kelimelere bağlı olarak (mülakatlar, açık uçlu sorular vb.) ortaya çıkarırız. Bu durum alt problemllerinizdeki "... anlamlı bir fark var mıdır?" sorularının cevaplanması için verilerinizin uygun olmaması anlamına gelir. Yani burada ilk olarak ana probleminizi düzeltmenizde yarar var. İkinci olarak, çalışmanızın karma yöntem değil bir tarama yöntemi (alan çalışması, saha çalışması, survey vb.) olduğunu düşünüyorum. Çünkü alt sorularınızdan anladığım kadarıyla 300 kişiden topladığınız verileri analiz ederek (belki bu öğretmenlerden belirli bir kısmının görüşlerini alarak) istatistikler yapacaksınız. Bu da (içinde basit sorulardan oluşan görüşme soruları dahi olsa) araştırmanızın karma olmadığını gösterir. Karma araştırmalarda nitel veya nicel veriler birinin cevaplayamadığı problemi diğer veri türüyle çözmek için kullanılır. Burada 300 kişiden tarama ile veri toplanacağından (eğer sadece tarama yapacaksanız bu sayının ,05 hata payı ve %95 güven aralığına göre 384 olması daha uygun olur) çalışmanız tipik bir nicel araştırmadır. Zaten anlamlı bir farklılık istatistiksel bir anlam taşır. Örneklemde yer alacak kişi sayısı ise tamamen evreninizle ilgilidir. Problemlerin ne olduğu da önemli olsa da tarama çalışmalarında (evrene genelleme amacı olduğundan) yukarıda belirtiğim sayıların dikkate alınması özellikle dış geçerliğin yükseltilmesinde çok önemlidir. Eğer ulaşılabilir evreniniz düşükse bunu bir sınırlılık olarak çalışmada belirterek not düşmöeniz yararlı olacaktır. Umarım açıklama yeterli olmuştur. Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.